nkgoo koyu2

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Örnek 1

Tam bir haftadır asla görmemiştim onu ve olabildiğince heyecanlıydım bu yüzden. Sabah erkenden uyandım; en hoş elbisemi giydim, makyaj yaptım.

Onu görecek olmak, sarılacak olmak beni çok sevinçli ediyordu. Mutluluktan kahvaltı yapmadan çıktım evden.

Ona giden otobüsler ne kadar hoş gözüküyordu bugün gözüme. İçimdeki saadet insanlara, otobüslere yansıyordu adeta.

Buluşacağımız yere geldim. Önce birazcık bekledim, kahve sipariş etmedim.

O gelince birlikte alırız ve daha tatlı bir söyleşi eşliğinde içeriz diye düşünüyordum.

O ise gelmedi. Bekledim. Tam 3 saat bekledim.

Orada öylece otururken kendi yüzümü zihnimde hayal etmeye çalıştım. Ne kadar üzgündü. Tüm bedenim bir hayal kırıklığı içindeydi.

Bir sıcak kahve aldım ve ellerimi kahvenin sıcağıyla ısıtarak içimdeki hüznü yok etmeye çalıştım. Sevgiyi hak ettiğimi biliyordum.

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Örnek 2

Yine ekmek almaya gönderildim. Üstelik yağmur yağıyor.

Dadik ayakkabılarım su kuyusu oldu.Paçalarım çamurlu.Her taraf toprak kokuyor.

Başımı birazcık kaldırıyorum güneşi görüyorum.İçimden birses”yaşasın”diyor.

“gökkuşağı çıkıcak”

Bu kanaat çoktan kardeşime devretmiş olmam ihtiyaç duyulan ekmek alma işi yüzünden somurtan suratıma 7 renk yansıdı birden.

Bir tebessüm belirdi.Fırına vardığımda yağmur durmuştu.

Güneş ıslanmış bölgeleri var kuvvetiyle kurutmaya çalışıyordu.Ben de bu vesileyle ısındım.

Yolumun üzerinde bir bakkal vardı.Bir adet de sütlü çikolatayı cebime attım.

Zahmetli bir hayatım vardı.Ama mutluydum.Çünkü ufak şeylerden sevinçli olmasını çok iyi biliyordum.

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Bireyin ic dunyasini esas alan hikaye ornekleri

Tarık Buğra bu konuyla ilgili eserleri 

Oğlumuz

Tarık Buğra’nın içerisinde 13 öykü barındıran eserin ilk hikayesidir. Aynı zamanda kitaba ismini veren hikayedir.

Durum hikayesi olarak kaleme alınmıştır. Bir anne ve babanın eve geç gelen çocuklarını sabaha kadar beklemeleri ve onu beklerken yaşadıkları psikolojik bunalımı ele alır.

Bu nedenle bireyin iç dünyasını esas alan hikayelere misal teşkil eder.

Yarın Diye Bir Şey Yoktur

Tarık Buğra’nın Oğlumuz isimli öykü eserinden sonrasında çıkardığı ikinci öykü kitabıdır. Yazarın 1952 – 1954 yılları aralığında yazmış olduğu hikayelerin bulunduğu eserdir.

Kitabın ilk hikayesi olan Yarın Diye bir Şey Yoktur bunun yanı sıra kitabın da adıdır.

Eserde gece geç saat olduğu halde bir türlü uykusu gelmeyen bir erkeğin ruh hali olabildiğince etkin yansıtılır.

Uyumak için muhtelif yollar deneyen, paket paket sigara içen, yatakta bir sağa bir sola dönen erkeğin kanaatleri verilir.

Durum hikayesi tarzında olan hikayede mizahi nedenlere da yer verilerek yergi de yapılmıştır.

Bireyin iç dünyasını esas alan hikaye örnekleri

Ahmet Hamdi Tanpınar bu konuyla ilgili eserleri

Abdullah Efendi’nin Rüyaları

Bireyin iç dünyasını esas alan hikayelere en hoş örneklerden biridir. 40 yaşındaki Abdullah Efendi adındaki kahramanımız senelerce annesine bakmış ve bu nedenden dolayı asla evlilik yapmamıştır.

Hikayede Abdullah Efendi’nin bir lokantada otururken yan masada bulunan bir hanıma bakarken aniden gözlerinin dalması ve uzaklara gitmesi anlatılır.

3 sene ilkin görmüş olduğu bir rüyanın etkisinden çıkamayan Abdullah Efendi devamlı rüyasında görmüş olduğu kişiliği ile reel kişiliği arasında git gel yaşamaktadır.

Geçmiş Zaman Elbiseleri

Bir arkadaşının daveti üstüne onun evine giden kahramanımız daha sonrasında sevgilisi Keti ile buluşabilmek için gecenin bir vakti evden ayrılır.

Sevgilisi Keti ile olan buluşmasına yetişebilmek için çabuk ederken düşüp bayılır. Uyandığında ise kendini eski vakit elbiseleri giyen bir kız ve babasının yaşamış olduğu bir evde bulur.

Bir yol

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bir Yol isimli hikayesi de bireyin iç dünyasını esas alan öykü örneklerindendir.

Aynı zamanda eserde Bergson felsefesinden etkilenen Tanpınar’ın vakit mefhumunu da görürüz. Yol mekan konumundayken yolda alınan mesafe bu vakit mefhumunu anlatım eder.

Hikayede ismi verilmemiş kahramanımız şuur altındaki duygularının yönlendirmesiyle yola bazı anlamlar atfeder. Yol kahramanımız için bir değişimi anlatım eder.

Kahramanın şu ifadeleri şuur altını ortaya koyması yani bireyin iç dünyasını yansıtması bakımından ehemmiyet arz eder :

“İşte dedi, şu gördüğünüz ufak yol, şu iki ağaç arasında tepenin eteğine kıvrılan patika… Fevkalâde asla bir tarafı yok değil mi?

Hemen derhal her yerde bolca bol rastgelebileceğimiz alelâde bir şey.. Bununla beraber, nereye gittiğini, nereden geldiğini bilmediğim, bir dönemeçte kaybolan tozlu parçasından diğer asla bir tarafını tanımadığım bu yol benim hayatımda tüm bir sergüzeşttir.”

Bireyin ic dunyasini esas alan hikaye ornekleri

Peyami Safa bu konuyla ilgili eserleri 

Türk edebiyatında roman, öykü, fıkra yazarı olarak tanınan yazarımızın eserleri

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa’nın kendi çocukluğunu karakterize etmiş olduğu ve geniş psikolojik tahlillere yer vermiştir.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında ismi belli olmayan ve çocuk yaşta hastane koridorlarında gezmek zorunda kalan bir çocuğun psikolojik çöküntüsü yaşamış olduğu bir aşk hikayesi üstünden dile getirilmiştir.

Matmazel Noraliya’nın Koltuğu

Peyami Safa’nın olgunluk eseri olan Matmazel Noraliya’nın Koltuğu’nda da sanatçının çocukluklarında yaşamış olduğu hastalığın etkisinden çıkamadığı görülür.

Roman psikolojik tahlillerin yanı sıra madde – mana gibi mistik bir mevzuya da değindiği bir eseridir.

Romanda başkahraman Ferit’tir. Annesi verem olur. Kısa süre sonrasında Ferit’in iki ablası da annelerinden veremi kaparlar ve vefat ederler.

Bu duruma daha çok katlanamayan evin babası aileyi terk eder. Bir süre sonrasında ufak kardeşi de verem olur.

Bu gelişmeler üstüne okumuş olduğu tıp fakültesinden ayrılarak bir pansiyona yerleşen Ferit burada değişik psikolojik karakterlerdeki kişilerde karşılaşır.

En enteresan olanı ise gaiplerden haberdar olan Zehra adındaki bir kızdır. roman bu psikolojik tahlillerle ve bireyin iç dünyasını esas alan tarzda devam eder.

Yalnızız

Peyami Safa’nın en yetişkin eseri olarak kabul edilmektedir. Yazar psikolojik tahlillere psikoloji biliminin örneklerine geniş yer vererek romanını oluşturmuştur.

Önseziler, telekinezi, premonition ve polipsişizm (insanda çoğu ruhun olduğuna inanma) bu örneklerin en çok kullanılanıdır.

Romanda Samim ve Besim karakterlerinin mükemmele yakın derecedeki psikolojik tahlillerine yer verilir. Özellikle Samim’in ütopyası olan Simeranya ile bireyin iç dünyasını gözler önüne serer.

Mustafa Kutlu bu konuyla ilgili eserleri

Son devre Türk edebiyatının en mühim öykü yazarlarından düşünülen Mustafa Kutlu, konularında insanoğlunun derinliğine yönelmiş, rüya ile reel kavramlarını irdelemiş ve Tanpınar’ın etkisiyle vakit ve eşya mefhumuna değinmiştir.

  • Ortadaki Adam,
  • Yoksulluk İçimizde,
  • Hüzün ve Tesadüf,
  • Beyhude Ömrüm,
  • Mavi Kuş,
  • Ya Tahammül Ya Sefer,
  • Kapıları Açmak

onun bu tarzdaki eserleri arasındadır.

admin

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.